1 Temmuz 2009 Çarşamba

Almodovar ve sinir krizinin eşiğindeki kadınları...





"Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar - Women on the Verge of a Nervous Breakdown - Mujeres al borde de un ataque de nervios" İspanyol yönetmen Pedro Almodovar'ın bol ödül toplayarak dünyada tanınmasını sağlayan ilk filmlerinden biri. 1988 yılına ait filmde Carmen Maura (Pepa Marcos), Antonio Banderas (Carlos), Julieta Serrano (Lucía), Rossy de Palma (Marisa), María Barranco (Candela)oynuyor. Filmle ilgili daha geniş bilgileri Yeşim Tabak'ın yazısından okuyabilirsiniz. Benim henüz izlediğim bu film, günümüze dizi olarak uyarlanıyor. FOX stüdyolarının çekmeyi planladığı dizinin yapımcılarından biri de tabi ki Almodovar.




Filmin konusu, temposu, oyuncuları, absürd komedisi dışında en çok ilgimi çeken şey renklerdi. Kostümlerden dekora her şey abartılı, rahat, renkli ve seksiydi. Sanki 20 yıl öncesine değil de bugüne aitmiş gibi. Kostümler ise 1947'den beri kostüm tasarımcısı olan Humberto Cornejo'ya ait. Bu ismi, yıllar sonra en iyi kostüm dalında Oscar alan Shakespeare In Love filmi ile hatırlıyoruz. Gerçi film sadece en iyi kostüm ile kalmamıştı bunu da belirtmek lazım. Başrollerini Gwyneth Paltrow ve Joseph Fiennes'in paylaştıkları ve 7 dalda Ocsar kazanan Aşık Şekspir kostümlerini merak edenler için...






FİLMDEN STİL NOTLARI



-Pepa'nın ekseninde geçen olaylar boyunca onu oldukça kadınsı görüyoruz. Asla çıkarmadığı siyah ince çorapları ve hafif topuklu ayakkabılarıyla bacaklar daha bir güzel duruyor, gerçekten çok seksi. Uzun tunik hırkalar, mini etekli döpiyesler, puantiyeli gömlekler, iri taşlı ve gösterişli küpeler, yaka broşları Pepa'yı tamamlayan aksesuarlardan. Kostümlerin renklerinde de mavi ve kırmızı hakimiyeti var. Uzun manikürlü ve kırmızı ojeli tırnaklarıyla bile tutkulu ve hırslı bir kadını anlatıyor.







-Sevgilisinin bir terörist olduğunu öğrenen ve polisten kaçan model Candela'nın kostümü bence filmin en güzel kıyafetiydi. Mavi üzerine kalın beyaz çizgili büstiyer ve onun takımı mini etek. Üzerine daha koyu mavi jean bir ceket, omuzlar vatkalı, kollar sıvanmış, yaka, kollar, cepler ve sırtta beyaz püskülleri var. Dizaltı beyaz soket çorap ve ayakkabıları kalın tabanlı, tokalı ve mavi. Tüm bu tarzı tamamlayan aksesuarı ise küpeleriydi; iki küçük filtre kahve makinesi:)








-Filmin çoğunluğu Pepa'nın Madrid'deki lüks apartman dairesinde geçiyor. Bu dairenin büyük bir terası var. Ama dikkat çeken şey Pepa'nın filmde de söylediği gibi evde bir Nuh'un Gemisi yaratmış olması. Tavuklar, ördekler ve evin içi dahil her yerde çeşit çeşit bitkiler...Dolayısıyla yeşil hakimiyeti de söz konusu. Kırmızının ve mavinin yoğun kullanılışı her aksesuar ve objede göze çarpıyor. Telefon, saksılar, vazolar, lambalar, abajurlar, Uyku ilacı dolu Gaspaço, koltuklar, valizler, şemsiye, şezlong, duvar resimleri, bahçe sulama hortumu, araba gibi daha bir çok detay kırmızı ve maviydi.

-Pepa'nın kayıp sevgilisinin oğlu rolündeki Antonio Banderas'ı da büyük çerçeveli gözlükler, yüksek belli, dar paçalı gri takım elbise ve ince kravat ile görüyoruz. Bu yıl da moda olan, 80'lerde kadınların vazgeçemediği büyük beden geniş omuzlu vatkalı erkek ceketleri de dikkat çeken kostümlerden. Ekose hem elbise hem de ceket için tercih edilmiş.






-Gelelim filmde Banderas'ın sevgilisi Marisa'yı oynayan Rossy de Palma'ya. Asıl adı Rosa Elena Garcia Palma de Mallorca. 1986 yılında 22 yaşında bir kafede otururken Almodovar tarafından keşfedilmiş. The International Who's Who of Women 2002 kitabında da adı geçen oyuncu o zamanlar, bir punk gurubu olan Peor Imposible'de şarkı söylüyor ve dansçılık yapıyormuş. Daha sonraki yıllarda göze çarpan çirkinliği ile Picasso'nun tablolarındaki kadın figürlerle özdeşleştirilmiş. İspanyol tasarımcı Jean Paul Gaultier için de modellik yapan Palma'dan asla vazgeçmeyen Almodovar diğer filmlerinde de sürekli onunla çalışmış. Fransa'da iki oğlu ile yaşayan Palma moda dünyası tarafından da oldukça aranan bir isim. Fransız modacılar da kolleksiyonlarını tanıtması için sıraya giriyorlarmış.






20cm, Almodovar'ın İspanyol Hollywood ortak yapımı bir transseksüel müzikalinden.


Almodovar ve Penelope Cruz ile Cannes ödül töreninde.

1 yorum:

  1. ayrıntıları ve göndermeleri iyi yakalayan bir yazı zevkle okudum eline saglık!

    YanıtlaSil